Ornitorenk, (Ornithorhynchus anatinus), 39-60 cm boylarında, Doğu Avustralya ve Tasmanya'ya özgü bir yarı-deniz memelisidir. Ornitorenkler, doğum yapmak yerine yumurtlayan memeliler olan tek deliklilerin hâlâ var olan beş tanesinden biridir. Ornithorhynchidae familyasının ve Ornithorhynchuscinsinin yaşayan tek temsilcisidir. Buna rağmen bazıları Ornithorhynchus cinsine de ait olan fosil akrabaları bulunmuştur. Yumurtlayan, ördek gagalı, kunduz kuyruklu, erkeklerinin arka ayağında zehirli bir mahmuzu olan bu memeli keşfedildiği zaman doğa bilimcileri çok şaşırmıştır. Ornitorenklerin eşşizliği onu Avustralya'nın kanguru ve koala ile beraber en belirgin sembollerinden biri yapar. Avustralya 20 sentinin arkasında resmi yer alır. Ayrıca Yeni Güney Galler eyaletinin hayvan amblemi olarak belirlenmiştir. Ornitorenk, Güney Avustralya'dan yok oluşu haricinde, Avrupalıların Avustralya kıtasına yerleşmelerinden önceki genel ortamının hemen hepsinde bulunur. Buna rağmen insan kaynaklı değişikliklere bağlı olarak doğal ortamının parçalanması ve ortamında yerel değişiklikler belgelenmiştir. Şu anki ve tarihsel bolluğu bilinmemekle beraber şu anki menzilinde yaygın olduğu düşünülmektedir ama sayıları muhtemelen azalmıştır. Tür 20. yüzyılın ilk yıllarına kadar kürkü için yoğun bir şekilde avlandı ve 1950'lere kadar içlerdeki dalyanların ağlarında boğulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. (Devamı...)
Kırda Öğle Yemeği, (Fransızca: Le Déjeuner sur l'herbe), Fransız ressam Claude Monet'nin 1866 tarihli yağlıboya tablosudur. Tablo, burjuva bir grubun öğleden sonra eğlencesini anlatmaktadır. Modeller arasında ressamın eşi Camille Monet ve Fransız ressam Frédéric Bazille de vardır. İzlenimci etkilerini taşıyan ilk tablolardan birisidir ve yapıldığı dönemde tuval üzerindeki ışık oyunlarıyla ilgi çekmiştir. Monet, Édouard Manet'nin 1863 tarihli Kırda Öğle Yemeği isimli tablosuna yanıt olarak kendi Kırda Öğle Yemeği tablosunu çizmeye başlamış; çok büyük boyutlardaki bu eseri tamamlayamamış ve tuval nem yüzünden zarar görünce tabloyu üç parçaya ayırmıştır. Parçalardan birisi kayıptır; sol ve orta parçası şu anda Orsay Müzesi'nde sergilenmektedir. Manet'nin tablosunun aksine Monet'nin tablosundaki insanların hepsi giyinikti. Buna rağmen iki tablonun detayları birbirine benzemektedir. (Devamı...)
Eponim, gerçek ya da hayali bir kimsenin adının bir yer, ulus ya da bir şey için verilmesine inanılması, bir kişinin adına dayanan veya bir kişinin adından türetilen kelimelerin yanı sıra içerisinde yaşadığı yılların dönem olarak belirtilmesinde kullanılan terimdir. Örnek olarak I. Elizabeth'in tahta çıkması ve ölümüne kadar geçen süre eponim olarak Elizabeth devri adıyla tanımlanmaktadır. Aspirin, eroin ve termos gibi birçok ürün adı olmuş markaların adı eponime dayanmaktadır. Eponimden türetilen sıfatlar eponimus ve eponimik ise benzer şekilde kişi isimlerinin atılmasının ardından kullanılabilir. Buna örnek olarak ise Ford Motor Company'nin adını Henry Ford'dan alması verilebilir. Ayrıca müzik kayıt endüstrisinde baş kurucu ya da kreatörün adı da eponimus olarak anılmaktadır. (Devamı...)
1965 - Uzayda ilk yürüyüş. Sovyet kozmonot Aleksey Leonov, dünyadan 2 bin 177 kilometre yükseklikte, Voskhod 2 (Gündoğumu) adlı uzay aracından çıkarak 20 dakika boşlukta kaldı.
1974 - Pakistan'ın devrik devlet başkanı Zülfikar Ali Butto, muhaliflerinden birine suikast düzenlettiği iddiasıyla ölüm cezasına çarptırıldı.
1992 - Güney Afrika Cumhuriyeti'nde siyahlara eşit vatandaşlık hakkı tanıydı, Devlet Başkanı De Klerk tarafından planlanan anayasal reform tasarısı halk oylamasıyla kabul edildi.